Eksik dişiniz tamamlanmazsa ne olur?

Özellikle ön dişlerinizi kaybettiğinizde bu durum gülümsemenizin çekiciliğini etkilediği kadar yemek yeme ve çiğneme yeteneğinizi de etkiler. Gülümserken ya da konuşurken sürekli elinizle ağzınızı kapatmak öz güven sorunlarına yol açabilir. Eksik dişler tüm bunların dışında daha birçok sorunu yaşamanıza sebep olabilir.

Eksik dişiniz tamamlanmazsa ne olur?

Çoğu insan genellikle eksik bir dişin estetik etkisi ile ilgilenir. Fakat eksik dişler birçok ağız sağlığı sorununa neden olabilir. Eğer aynı taraftaki dişleriniz eksikse yemekleri diğer tarafla çiğnemeye çalışırsınız. Hep aynı tarafta yemekleri çiğnemeye çalışmak o bölgede olan dişlerin köklerini rahatsız ederek yapılarını ve bütünlüklerini zayıflatabilir

Ayrıca eksik dişler tamamlanmazsa o bölgede dişleri tutan incelmeye ve erimeye başlar. Diş köklerinin varlığı diş etlerini ve çene kemiklerini uyarır ve kemik ve doku sağlığını destekler. Eksik bir diş yerine konmadığında, çene kemiği, uyarılma azlığı nedeniyle yoğunluğunu kaybeder.

Eksik dişiniz varsa çiğneme sırasında ağrı ve zorluk yaşayabilirsiniz. Yemeğinizi çiğnemek daha fazla zaman alabilir ve baskıdan dolayı acı hissedebilirsiniz.

Diş kaybetmenin yaygın nedenleri nelerdir?

Diş kaybı çeşitli nedenlerle meydana gelir. Aşağıda diş kaybının en yaygın nedenlerinden bazılarından bahsedeceğim.

Diş eti Hastalığı: Periodontal hastalık olarak da bilinen dişeti hastalığı, yetişkinlerde diş kayıplarının en sık nedenidir. Hastalık diş etlerinden dişin altındaki kemiğe yayılarak dişlerinizin gevşemesine ve düşmesine neden olur.

Diş Çürüğü: Tedavi edilmeyen çürükler dişi, doğal dişinizi kurtarmanın imkansız hale geldiği noktaya kadar ciddi şekilde etkileyebilir ve diş kaybına neden olabilir.

Kazalar ve Yaralanmalar: Agresif temas sporları gibi aktiviteler sırasında düşme ve diş travması gibi kazalar nedeniyle dişinizi kaybedebilirsiniz.

Genetik: Eğer ailenizde dişlerde çürüğe yatkınlık veya diş kemiği iltihabı geçirmiş kimseler varsa ayrıca şeker hastalığı olan aile bireyleriniz varsa sizin de dişlerinizde çürüme, diş kemiklerinde periodontal hastalık geçirme riskinizi yükseltebilir.

Eksik dişleriniz varsa tedavinizi geciktirmeyin

Dişleriniz bir bütün olarak çalışır ve biri giderse bundan diğer dişleriniz ve tüm ağız sağlığınız olumsuz etkilenecektir. Diş köprüleri, protezler ve implantlar da dahil olmak üzere çeşitli değiştirme çözümleriyle gülüşünüzü eski haline getirebilirsiniz. Eksiksiz, güzel bir gülümseme için vakit kaybetmeden diş hekiminizden randevu almayı ertelemeyin.

 

Yazar: Dt. Pertev KÖKDEMİR

Gripten sonra diş fırçası değiştirilmeli mi?

Havalar iyice soğumaya, hastalıklar kapıyı çalmaya başladı. Grip görülme oranları da gün geçtikçe artıyor… Gripliyken ellerinizi sık sık sıvı sabun ile yıkamaya özen gösteriyorsunuz, peki ya diş fırçanızın hijyenine aynı önemi veriyor musunuz?

Diş Hekimi Pertev Kökdemir, “Gripliyken diş macununu fırçaya değdirmeyin. Gripten sonra diş fırçanızı mutlaka değiştirin” diyerek uyarıyor.

FIRÇANIN ÜZERİNDE VİRÜSLER BİRİKİR

Diş Hekimi Pertev Kökdemir, gripten sonra neden diş fırçasının değiştirilmesi gerektiğini ise şu sözlerle açıklıyor: “Grip geçiren hastalarda grip süresince kullanılan diş fırçası üzerinde bu hastalığa sebep olan virüsler bol miktarda birikir. Bakterilerden farklı olarak virüsler vücut dışında da çok uzun süre canlılıklarını sürdürebilirler ve tekrar uygun ortam bulduğunda hastalığa sebep olurlar. Bu nedenle grip olduğunuzda kullandığınız diş fırçasını hastalığı atlattıktan sonra yenisi ile değiştirmek; vücudunuzun nekahet döneminde tekrar yoğun şekilde virüslere maruz kalmasını engelleyecektir. Ayrıca grip olduğunuz sürece kullandığınız diş macununu fırçanın üzerine sıkarken tüpün ağzının fırçaya değdirilmemesi de doğru bir davranış olacaktır.”

Sakız çiğnemek ne zaman zararlı olur?

“Sakız çiğnemenin de kuralları olur mu” demeyin. Sakız, şekersiz olmak kaydıyla ağız ve diş sağlığına olumlu katkı yapıyor. Ancak çene ve kas yapısını bozmaması için çiğnemenin süresi ve şekli önemli.

Şekersiz sakız çiğnemenin ağız ve diş sağlığı için faydalı olduğunu belirten Diş Hekimi Pertev Kökdemir, çene ve kas yapısının bozulmaması için çiğneme süresine ve şekline vurgu yaptı. Kökdemir, “Sakız çok büyük olmamalı ve 15-20 dakikadan fazla çiğnenmemeli” dedi. Çene sağlığına dikkat çeken Diş Hekimi Kökdemir,  “Çünkü çene kaslarımız da vücudumuzun diğer kasları gibi belli bir süre sonra yorulmaya başlar. Çok uzun süre sakız çiğnenmesi bu kaslarda deformasyona ve ağrılara sebep olabilir” diye konuştu.

Kökdemir, sakız çiğnemenin diş sağlığı üzerindeki avantaj ve dezavantajlarını özetle şöyle anlattı:

“Çene eklemi oldukça küçük ve hassas bir eklemdir. Sakızın tek taraflı çiğnenmesi o taraftaki eklemde fazla kullanıma bağlı problemlere yol açabilir. Çene eklemleri de diğer eklemler gibi bir kere hasar gördü mü vücut bu hasarı bir daha onaramaz ve çene ekleminden ses gelmesi, ağzın açıkken takılı kalması veya çenenin kilitlenmesi gibi problemler ortaya çıkabilir.

Ayrıca sürekli tek tarafta sakız çiğneme alışkanlığı olması, bir süre sonra çiğneme yapılan taraftaki kasların yüzün diğer tarafındaki çene kaslarına oranla daha fazla büyümesine ve yüzde asimetri oluşmasına sebep olabilir.”

Tüm bu nedenlerden dolayı şekersiz veya tatlandırıcılı sakızların çenenin her iki tarafıyla ve kısa süre çiğnenmesi gerektiğini vurgulayan Kökdemir, sözlerini şöyle tamamladı:

“Sakızın yemeklerden sonra çiğnenmesi ise tükürük salgısının artmasına, çiğneme sırasında oluşan mekanik kuvvetlerle de dişlerin temizlenmesine yardımcı olur. Bununla birlikte tatlandırıcı içeren sakızlarda bulunan beş karbonlu şeker, bakteriler tarafından besin olarak kullanılamaz ve ayrıca bakteri üremesini de azaltır. Bu yönleriyle şekersiz veya tatlandırıcılı sakızlar ağız ortamı için faydalıdır diyebiliriz.”

Gülümsemenizi temiz ve mutlu tutmak

Çürükler veya diş kaybının aksine, ağız kokusu konuşmak için ağzınızı açtığınız anda kişinin dikkatini çekebilir.

Ancak bu, diş hekiminize söylemekten utanmanız gereken bir şey değildir. Kalıcı ağız kokunuzun nedenini ne kadar erken öğrenirseniz o kadar iyi olur. Diş hekiminiz sebebini tespit edecek ve durumunuz için en iyi tedavi planını önerecektir.

İşte ağız kokusu kontrolü için 5 ipucu

1-Günlük diş ipi – Çoğu insan dişlerini her gün fırçalamaya alışkındır. Bazıları ise dişlerinin temiz kaldığından ve nefeslerinin güzel koktuğundan emin olmak için günde üç kez dişlerini fırçalar. Ancak diş ipi kullanmanın önemini unutmamalıyız. Diş ipi, diş fırçanızın temizleyemediği veya ulaşamadığı dişlerin arasına sıkışmış yiyecek parçacıklarını uzaklaştırır. Yiyecek artıkları dişlerinizde kalırsa, bakterileri besler ve ağız kokusuna neden olur.

2-Dilinizi temizleyin – Bir dil kazıyıcı kullanın. Dil kazıyıcı, dilinizdeki tat tomurcukları ve kıvrımlar arasında biriken kalıntıları giderir. Bu alete sahip değilseniz, dilinizi diş fırçanızla arkadan öne doğru süpürebilirsiniz.

3-Havuç, kereviz veya elma yiyin – Bu tür yiyecekler yemek ağız kokusunu etkili bir şekilde ortadan kaldırır. Taze meyve ve sebzeler, ağız kokusuna neden olabilecek bakterileri ağzınızdan uzaklaştırmak için artan tükürük akışını teşvik eder. Ayrıca, bu sağlıklı yiyecekleri yemek, açlığın veya oruç tutmanın neden olduğu ağız kokusunun azalmasına yardımcı olur. 4-Daha fazla su için – Susadıysanız, tatlı, gazlı içecekler yerine bir bardak su için . Su hem ağız sağlığınız hem de genel sağlığınız için iyidir. Su, ağız kokusunun en yaygın iki nedeni olan yiyecek parçacıklarını ve kötü ağız bakterilerini konsantrasyonunu için hoş olmayan kokuları kontrol altında tutmaya yardımcı olur.

5-Diş fırçanızı değiştirin – Diş fırçaları, sağlıklı ve ferah bir nefese sahip olmanızda önemli bir rol oynar ve diş fırçaları 3-4 ayda bir değiştirilmelidir. Aksi takdirde etkin bir fırçalamada yapamazsınız.

Ağız kokusuna sahip olmak, mutlaka kötü ağız hijyenine sahip olduğunuz anlamına gelmez. Diğer nedenleri arasında diş eti hastalığı ve ağız kuruluğu, diyabet, akciğer enfeksiyonları, böbrek, karaciğer yetmezliği ve mide sorunları gibi ciddi hastalıklar yer alabilir. Ağzınız vücudunuzun penceresidir; bu nedenle ağzınızda kalıcı bir koku fark ederseniz, kapsamlı bir muayene için diş hekiminizden randevu almalısınız.

 

Yazar: Dt. Pertev KÖKDEMİR

Ağız kokusunu önlemenin 5 yolu

Çürükler veya diş kaybının aksine, ağız kokusu konuşmak için ağzınızı açtığınız anda kişinin dikkatini çekebilir.

Ancak bu, diş hekiminize söylemekten utanmanız gereken bir şey değildir. Kalıcı ağız kokunuzun nedenini ne kadar erken öğrenirseniz o kadar iyi olur. Diş hekiminiz sebebini tespit edecek ve durumunuz için en iyi tedavi planını önerecektir.

İşte ağız kokusu kontrolü için 5 ipucu

1-Günlük diş ipi – Çoğu insan dişlerini her gün fırçalamaya alışkındır. Bazıları ise dişlerinin temiz kaldığından ve nefeslerinin güzel koktuğundan emin olmak için günde üç kez dişlerini fırçalar. Ancak diş ipi kullanmanın önemini unutmamalıyız. Diş ipi, diş fırçanızın temizleyemediği veya ulaşamadığı dişlerin arasına sıkışmış yiyecek parçacıklarını uzaklaştırır. Yiyecek artıkları dişlerinizde kalırsa, bakterileri besler ve ağız kokusuna neden olur.

2-Dilinizi temizleyin – Bir dil kazıyıcı kullanın. Dil kazıyıcı, dilinizdeki tat tomurcukları ve kıvrımlar arasında biriken kalıntıları giderir. Bu alete sahip değilseniz, dilinizi diş fırçanızla arkadan öne doğru süpürebilirsiniz.

3-Havuç, kereviz veya elma yiyin – Bu tür yiyecekler yemek ağız kokusunu etkili bir şekilde ortadan kaldırır. Taze meyve ve sebzeler, ağız kokusuna neden olabilecek bakterileri ağzınızdan uzaklaştırmak için artan tükürük akışını teşvik eder. Ayrıca, bu sağlıklı yiyecekleri yemek, açlığın veya oruç tutmanın neden olduğu ağız kokusunun azalmasına yardımcı olur. 4-Daha fazla su için – Susadıysanız, tatlı, gazlı içecekler yerine bir bardak su için . Su hem ağız sağlığınız hem de genel sağlığınız için iyidir. Su, ağız kokusunun en yaygın iki nedeni olan yiyecek parçacıklarını ve kötü ağız bakterilerini konsantrasyonunu için hoş olmayan kokuları kontrol altında tutmaya yardımcı olur.

5-Diş fırçanızı değiştirin – Diş fırçaları, sağlıklı ve ferah bir nefese sahip olmanızda önemli bir rol oynar ve diş fırçaları 3-4 ayda bir değiştirilmelidir. Aksi takdirde etkin bir fırçalamada yapamazsınız.

Ağız kokusuna sahip olmak, mutlaka kötü ağız hijyenine sahip olduğunuz anlamına gelmez. Diğer nedenleri arasında diş eti hastalığı ve ağız kuruluğu, diyabet, akciğer enfeksiyonları, böbrek, karaciğer yetmezliği ve mide sorunları gibi ciddi hastalıklar yer alabilir. Ağzınız vücudunuzun penceresidir; bu nedenle ağzınızda kalıcı bir koku fark ederseniz, kapsamlı bir muayene için diş hekiminizden randevu almalısınız.

 

Yazar: Dt. Pertev KÖKDEMİR

Eksik dişlerin sağlığımıza etkileri

Çoğu zaman eksik dişlerle hayata devam etmenin önemi hem genel hem de ağız sağlığımıza olumsuz etkileri önemsenmez. Halbuki ihmal edilmeyip en kısa sürede diş hekimi randevusu alarak tedaviye başlanmalıdır. Eksik dişlerimizi önemsemezsek hangi olumsuz etkilerle karşı karşıya geleceğinizi Diş Hekimi Pertev Kökdemir 4 madde de açıkladı.

1. Çiğneme verimliliğinde azalma
Dişler yemeğimizi öğütmemize yardımcı olur. Bir veya daha fazla dişi kaybettiğimizde verimli bir şekilde yiyecekleri çiğneyemediğimiz için sindirimin başlaması zorlaşacaktır. Yiyecekler iyi ezilmediğinde gastointestinal sorunları tetikleyebilir.

Tüm dişlerinizi kaybettiğinizde gerektiği kadar yemek yemeniz zorlaşır, bu durum da yetersiz beslenmenize sebep olabilir.

2. Kalan dişlere aşırı yüklenme
Diş kaybetmenin bir diğer sonucu da çiğneme sırasında kalan dişlere daha fazla yük binmesidir. Özellikle eksik dişler aynı tarafta olduğunda diğer taraf ile çiğneme tercih edilir. Bu durum da bir tarafta diğerinden daha fazla diş aşınmasına sebep olabilir.

3. Konuşma zorluğu
Dudaklarımız ve dilimiz ile birlikte dişlerimiz de belirli harfleri söylemek için çalışır. Yani ön dişlerden biri eksikse bazı kelimeleri telaffuz etmek zor olacaktır.

4. Dudak formunun bozulması
Ön altı dişimiz alt ve üst dudağın desteklenmesine büyük katkıda bulunur. Bu nedenle insanlar ön dişlerini kaybetmeye başladığında dudaklarda kırışıklar ve incelme görülebilir. Tüm bunların sonucu olarak da yüzde daha yaşlı bir ifade oluşacaktır.

Stres ve diş sağlığı

Stres sadece yüzünüze yansımaz. Sadece bedeninizi, duygularınızı ve yaşam tarzınızı etkilemez. Diş muayeneleri ve temizlik sırasında diş hekiminiz stresin oral semptomlarını tespit edebilir. Yapılan araştırmalar stres ve ağız sağlığı arasında güçlü bir bağlantı olduğunu göstermektedir.

Stres meydana geldiğinde, kişi sigara veya alkol kullanımı gibi ağız sağlığını etkileyebilecek alışkanlıklarını arttırabilir. Bu nedenle stresin çok sayıda diş problemine sebep olduğu tespit edilmiştir

Kaygı ve stresin sebep olabileceği bazı ağız sağlığı sorunlarını ele alalım.

· Aft gibi ağız yaralarının kesin bir nedeni yoktur ancak bazen stresle ortaya çıkarlar. Bu lezyonlar zararsız olmalarına rağmen ağrılı olabilirler.

· Ağız kuruluğu, ağzınızın yeterince tükürük üretmediği veya üretilen tükürüğün yeterli olmadığı bir durumdur. Ağız kuruluğu sadece stresin tetiklediği bir durumdan kaynaklanmaz, aynı zamanda depresyonu tedavi etmek için kullanılan ilaçların bir yan etkisi olabilir.

· Geceleri stresli olduğunuzda dişlerinizi gıcırdatabilirsiniz. (Bruksizim)Ve bu da dişinizin aşınmasına neden olur. Bruksizmden muzdaripseniz, diş hekiminiz çenenizi ve dişlerinizi korumak için bir gece plağı önerebilir.

· Temporomandibular eklem(TME) yani alt çenemizin hareketini sağlayan eklemin ağrıması veya bu eklemden ses gelmesi, travma ve diş gıcırdatma nedeniyle olur. Ayrıca anksiyete ve depresyon TME belirtilerini tetikleyebilir.

· Stres, bağışıklık sisteminizi zayıflatır ve kişinin diş eti hastalığı gibi enfeksiyonlara yatkınlığını artırır.

Stres Altındayken Ağız Sağlığınızı Korumak

Stresin olumsuz etkilerine karşı savaşınızı başlatmak için öncelikle birincil kaynağını ortadan kaldırmanız gerekir. Bu yardımcı olmazsa, gerginliğinizi azaltmak için meditasyon, danışmanlık, yoga veya fizik tedaviden de yardım isteyebilirsiniz.Ağız sağlığınızı korumak için ağız bakımını ihmal etmemelisiniz. Stresli insanlar çoğunlukla ağız bakımını ihmal etme eğilimindedir. Bu dönemde alkol, sigara, asitli ve şekerli yiyecekleri bolca tüketmek de dişlerinizde çürümelere ve başka sorunların oluşmasına sebep olabilir.

Stresin ağız sağlığınızı etkilemesine izin vermeyin. Stresli olsanız bile diş ve diş etlerinizin sağlığını göz önünde bulundurmalısınız. Buna dikkat etmemek sizi daha büyük bir sağlık sorununa götürebilir. Diş fırçalamak ve diş ipi kullanmak gibi günlük ağız hijyeninizin yanı sıra düzenli diş hekimi randevuları almanız, sağlıklı beslenmeniz ve bol bol su tüketmeniz gerekir.
Yazar: Dt. Pertev KÖKDEMİR

Diş hekimine gitmeli mi, gitmemeli mi?

Çoğu insan, yılda iki kez rutin muayeneler ve temizlik için diş hekimlerini ziyaret etmeleri gerektiğinin farkındadır. Bu düzenli randevular dişlerinizin temiz kalmasını ve ağız sağlığı problemlerini önleme şansınızın yüksek olmasını sağlar. Peki, hangi durumlarda diş hekimine gitmek gerekir.

Diş Ağrısı

Diş ağrısı yaşamak, hemen tedbir alınması gereken ve bir şeylerin yanlış olduğunun en belirgin işaretidir. Aynı bölgede tekrarlayan ağrılarınız varsa, gündüz kaybolan gece başlayan ağrınız varsa yemeklerden hemen sonra ağrı hissediyorsanız ve soğuk-sıcak içeceklerle dişleriniz ağrıyıp geçiyorsa diş hekiminize gitmeniz gerekir. Ancak yemekten sonra başlayıp dişlerinizi fırçaladıktan sonra veya ertesi gün kaybolan ve bir daha tekrarlamayan bir ağrınız varsa dişleriniz arasına sıkışan yiyecek artığı kaynaklı bir ağrı olabilir. Ve tekrarlamadığı sürece diş hekiminize acil olarak gitmenize gerek yoktur. Ancak rutin kontrollerinizde bildirmeniz faydalı olur.

Ağız Travması

Dişlerinizde veya ağzınızda herhangi bir travma veya yaralanma olması durumunda Çok büyük bir acı içinde olmasanız bile diş hekiminizi ziyaret etmelisiniz. Dişlerin yaralanması bazen kök hasarına neden olabilir. Bu nedenle, doğru teşhis ve tedavi için diş hekiminizi ziyaret etmeniz önem taşımaktadır. Dişlerinize gelen bir travmada oluşan ağrı bir süre sonra kaybolabilir ancak bu kemik içinde bir hasar oluşmadığı anlamına gelmez. Bu nedenle travma sonrası diş hekimine gidilmelidir

 Dişlerde Beyaz Noktalar

Dişlerde beyaz lekeler çürük varlığının bir göstergesi olabilir, bu nedenle kesinlikle diş hekimine başvurmalısınız. Beyaz lekelerin ortaya çıkmasına erkenden müdahale ederek, çürükleri önlemek için kendinize en iyi şansı vermiş olursunuz. Çünkü dişlerde görülen siyah çürüklerin ilk belirtisi diş üstünde oluşan beyaz lekelerdir. Ancak bu beyaz lekeler bazen oluşumsal lekeler olabilir ve estetik olarak sizi rahatsız etmiyorsa hiçbir problem oluşturmaz. Ancak bunun tespiti için diş hekimine gitmeniz gerekir.

Aftlar

Aft problemi hemen hemen herkes yaşar. Bazen yanağın içini yanlışlıkla ısırmaktan kaynaklanırlar. Bazen de bir tahriş edici etken sebebi ile de oluşabilirler. Aftlar temelde diş etlerini ve yanak içlerini etkileyen küçük ülserlerdir. Aftlar tipik olarak yaklaşık bir hafta içinde kendiliğinden geçer, ancak bazı durumlarda şiddetli olabilir ve iyileşmesi yavaş olabilir. Eğer çok sık ağzınızda aft oluşuyorsa ve bunlar yaşantınızı negatif etkiliyorsa diş hekimine göstermeniz faydalı olabilir.

Diş Eti Kanaması

Diş eti kanamaları dişlerin çok sert fırçalanması, diş ipinin çok sert kullanılması veya protezlerin yanlış kullanımı sebepleriyle meydana gelebilir. Eğer bir iki gün içinde bu yaralar iyileşiyorsa diş hekiminize gitmenize gerek yoktur. Bunun gibi günlük sorunların yanı sıra diş eti kanaması periodontitis, lösemi, vitamin eksikliği ve trombosit eksikliği gibi hastalıkları da işaret edebilir. Periodontal hastalık, uygun bir teşhis ve tedavi almazsanız giderek kötüleşen çok ciddi bir diş rahatsızlığıdır. Eğer travmaya bağlı nedenler dışında durup dururken diş eti kanaması yaşıyorsanız. Mutlaka bir diş hekimini ziyaret etmelisiniz.

Yazar: Dt. Pertev KÖKDEMİR

Diş hekimliği tarihi hakkında ilginç gerçekler

Diş hekimliği tarihi, aklınızı başınızdan alacak bazı ilginç gizli gerçeklere sahiptir. Bunu okuduktan sonra, diş hekimliğinin çok geliştiği bir çağda doğduğunuz için muhtemelen şükredeceksiniz.

Diş hekimliği her zaman bugünkü kadar ağrısız ve etkili değildi. Anestezinin olmadığı zamanlarda 5000 yıl önce diş ağrısından bu kadar konforlu kurtulamazdık.

Diş hekimliğinin bazı yönlerinin yıllar içinde konforlu ve kolay uygulamalarla nasıl geliştiğini anlatmaya çalışayım.

İlk Diş Hekimi Kimdi?

Diş hekimliği  Mısır’da MÖ 2600 yılına kadar uzanır .O zamanlar çok fazla çürük yoktu çünkü diyetleri çok fazla şeker içermiyordu. Ancak bunun yerine periodontal hastalık ve mine erozyonu oldukça yaygındı.

Diş hekimliği tarihi ile ilgili eski kayıtlara göre, Hesy-Re olarak bilinen bir adam, tarihteki ilk diş hekimi olarak kabul edilebilir. Ancak günümüz diş hekimlerinden farklı olarak Hesy-Re, hastalara gerçekten uzun vadeli çözümler sunmuyordu. Çoğu çözüm, ağrıyı giderecek kısa süreli tedavilerdi.

Orta Çağda ise diş ağrısını tedavi etmek için berbere gitmeniz gerekirdi. Sadece diş çekmekle kalmayıp saçlarınıza da şekil verirlerdi. Muhtemelen diş tedavisi için asla berbere gitmeyecek olsanız da, üst sınıflar o zamanlar ağız sağlıklarını sadece moda uğruna kontrol ettiriyorlardı.

İlk Diş Fırçası Ne Zaman Çıktı?

Diş fırçaları hayal edebileceğinizden daha uzun süredir var. Sadece plastik yerine bambudan yapılmışlardı ve kılları naylon değildi. At kılından yapılmış fırçaların kullanımı kadar misvak kullanımı da yaygındı.

İster inanın ister inanmayın, insanlar 1938 yılına kadar diş fırçalarını bu şekilde kullanmaya devam ettiler.

O yıl, Dupont de Nemours diş hekimliği tarihinde naylon kılları tanıtan ilk kişi oldu. Doctor West’in Mucize Diş Fırçası ilk naylon diş fırçasıydı.

Daha sonra çoğu Amerikalı, II . Dünya Savaşı askerlerinin katı hijyen alışkanlıklarını benimsedi ve günlük yaşamlarında ağız hijyeni ile daha fazla ilgilenmek zorunda kaldılar.

Diş Macunu Ne Zaman İcat Edildi?

Diş fırçaları ortaya çıkmadan önce bile Mısırlılar dişlerini MÖ 5000 dolaylarında bir macunla fırçalamaya başladılar. Diş macunu, süpermarkette satın aldığınız normal tüplere hiç benzemiyordu, içeriğinin çok farklı olduğundan bahsetmeye gerek bile yok.

Daha önce insanlar, dişleri ve diş etlerini temiz tutmak, diş beyazlatmak ve nefesi tazelemek gibi şu anda karşılaştığımız bazı sorunları çözmek için, içinde çeşitli maddelerin olduğu karışımları kullanıyorlardı. Örneğin, ana bileşenler olarak öküz toynakları, küller, yanmış yumurta kabukları ve pomza tozu kombinasyonunu kullandılar. Bu karışımlar ile dişlerini temizlerken aşınmaların olması kaçınılmazdı. Diş macunu, kabuk karışımından bu güne çok yol kat etti. Fakat ortak amaçları aynıydı. Dişleri temiz tutmak ve nefesi tazelemek.

Diş Teknolojisi Nasıl Evrimleşti?

Günümüzde bazı insanlar hala diş tedavisinde kullanılan alet sesinden nefret etse ve modern dişçilik aletlerinin neredeyse bir kabus olduğunu düşünse de, diş hekimlerinin eskiden kullanmak zorunda olduğu aletlerle karşılaştırıldığında büyük yol kat edildiğini söylemek mümkün.

Modern tıp ve teknoloji sayesinde artık sizi rahat ve ağrısız tutmak için çeşitli seçeneklerimiz var. Ancak 1810’da diş hekimleri diş anahtarı gibi aletler kullanmak zorunda kaldı.

Diş anahtarı, enfekte dişleri çıkarmak için bir aletti. Diş anahtarının kıskacı, dişiniz ve diş etleriniz arasında derin bir şekilde sabitlenirdi. Amaç, aleti bir kez yavaşça çevirerek bir dişi çekmekti. Ancak bu genellikle kırık dişlere, doku hasarına ve hatta çene kırıklarına neden olarak hastalarda enfeksiyona ek olarak daha fazla ağrıya neden olurdu.

Çok şükür o günler geride kaldı. Bugün, farklı anestezi çeşitlerine sahip olmanın yanı sıra, modern teknoloji ve daha hassas aletlerle, ağrınız olmadan ve çevre dokulara zarar vermeden tedavilerinizi gerçekleştirebiliyoruz.

Takma Dişler Nasıldı?

Protezler kabaca MÖ 7. yy’a kadar uzanır. Etrüsklerin hayvan ve insan dişlerini kullanarak takma dişler yaptıkları biliniyor. Şekerin aşırı tüketildiği 1700’lerde takma diş uygulamaları hız kazandı.

Şeker daha fazla çürümeye neden olmaya başladı. Öyle ki bir insanın doğal dişleriyle 50 yaşına gelmesi ender görünmeye başlandı. Ve insanlar dişlerini kurtarmak için yeni teknikler geliştirmeye başladılar.

Günümüzde hibrit porselenler, porselen kaplama tedavileri ve implant uygulamaları ile dişlerinizi kısa sürede ağrısız ve estetik bir şekilde yenilemeniz mümkün. Diş hekimliği uygulamaları gün geçtikçe ilerlemeye ve yenilenmeye devam ediyor. Diş hekimliğinde esas amaç, kendi dişlerinizle sağlıklı bir ağıza sahip olarak bir ömür geçirmeniz. Ancak kayıpların erken telafisi de sizi bir ömür boyunca özgürce gülümsetebilir.

 

Yazar: Dt. Pertev KÖKDEMİR

Sağlıklı bir gülümseme için 5 yeni yıl kararı

Hepimizin yeni yılda yapılacaklar listesi vardır. Yeni bir araba almak, kilo vermek, daha çok egzersiz yapmak, daha sağlıklı, daha mutlu olmak gibi şeylere odaklanırız. Ancak yeni yıl büyük etkileri olabilecek küçük şeylere de odaklanma zamanıdır. Bu nedenle yeni yıl, mevcut ya da muhtemel tüm diş sorunlarıyla ilgilenmek için fırsat olabilir. Ayrıca bu fırsatı doğru değerlendirdiğimizde sadece diş sağlığımızı arttırarak genel sağlığımıza da fayda sağlayabiliriz.

1-Daha fazla sağlıklı gıdalar 

Şekeri azaltın ve diyetinizin dişlerinize faydasını arttırmak için diyetinize daha sağlıklı yiyecekler eklemeye karar verin. Süt ürünleri kalsiyum bakımından zengindir, bu nedenle dişleriniz için harika besinlerdir. Yüksek lif içeriğine sahip gıdalar da tükürük üretimini arttırarak plakları ve diğer yiyecek parçalarını temizler. Daha fazla sert meyve yeme kararını şimdi alın!

2-Diş hekiminizi düzenli olarak ziyaret edin 

Diş hekiminize düzenli ziyaretler, diş sağlığına yapabileceğiniz en kolay yatırımlardan biridir. Altı ayda bir  diş hekiminizi ziyaret ederek sağlıklı ve çekici bir gülüşe sahip olduğunuzdan emin olabilirsiniz. Diş sorunlarınız erken teşhis edildiğinde kolayca çözülebilecek uzun süreli diş problemlerinden kaçınabilirsiniz. Bu randevuları şimdi alın!

3-Düzenli olarak fırçalayın ve diş ipi kullanın 

Bu alınacak en basit karardır ve en büyük getirilerden bazılarına sahiptir. Dişlerinizi günde iki kez, her seferinde en az iki dakika fırçalayarak ve akşamları diş ipi kullanarak, diş ve genel sağlığınız üzerinde değerli bir etki yaratabilirsiniz. Diş fırçanızın yeni olduğundan ve ağız bakımı ihtiyaçlarınızın banyonuzda kolayca bulunabileceğinden emin olun.

4-Tütün kullanımını durdurun

Tütün dişlerinizde leke bırakır ve diş etlerinize zarar verir. Sık kullanımı kansere yol açabilir. Genel sağlığı iyileştirmek için tütün ve tütün ürünlerini bırakın. Tütünü bırakmanıza yardımcı olacak yolları araştırın

5-Gül gül gül!

Bir gülümseme genellikle insanların ilk fark ettiği şeydir, bu yüzden çekici bir gülümsemeye sahip olmak önemlidir. Genel diş sağlığınız iyiyse, diş hekiminize onarıcı veya kozmetik işlemlerde yaptırabilirsiniz bulundurun.

Şeffaf plakla ortodonti,  porselen kaplamalar veya implant tedavileri gülümsemenizin daha iyi hale gelmesini sağlayabilir. Ayrıca sararmış dişleriniz varsa beyazlatma tedavisi ile daha mutlu bir gülümsemeye kavuşabilirsiniz.

 

Yazar: Dt. Pertev KÖKDEMİR