Güzel Gülüşlerin Sırrı Şeffaf Diş Teli Tedavisinde Saklı!

Şeffaf diş teli tedavisi, birçok insanın ihtiyacı olsa da son derece çekindiği tedavi yöntemlerinden biri. Bunun en büyük nedeni de günün çok büyük kısmını şeffaf diş telleri ile geçirecek olmak. Oysa ortodonti tedavilerinin başında gelen şeffaf diş teli uygulaması ile sizi rahatsız eden bu kötü görüntüden kurtulmanız mümkün.  Peki takılıp çıkartılabilen bir yapıya sahip olan şeffaf diş teli tedavisi nedir ve tedavi süreci ne kadar sürer? İşte şeffaf diş teli hakkında merak ettiğiniz her şey…

Şeffaf Diş Teli Nedir?

Şeffaf diş teli; ağız ve çene yapısını olumsuz anlamda etkileyen diş çarpıklığı, diş ayrıklığı ve diş yamukluğu gibi diş sorunlarının tedavisinde metal diş yerine kullanılan bir aparattır. Şeffaf diş plaklarının en büyük avantajı takılıp çıkartılabilir bir yapıya sahip olmasıdır.

Diş Teli Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Diş teli tedavisi kişiden kişiye değişiklik gösterir. Ortalama 6 aydan başlayıp 30 aya kadar sürebilen tedavi süresinin bu denli değişiklik göstermesi tamamen dişlerin genel durumu ile alakalıdır. Ortodontik tedavinin bir parçası olan diş teli kullanma süresi yaklaşık 24 aydır.

Diş Teli Takıldıktan Sonra Dişler Ne Kadar Sürede Düzelmeye Başlar?

Diş teli takılmasını takip eden ikinci aydan itibaren dişlerde gözle görülür oranda düzelme başlar. Diş telinden tamamen sonuç alınması ise yaklaşık 2 yıl sürer.

Şeffaf Diş Teli Nasıl Takılır?

Porselen diş teli olarak da bilinen şeffaf diş telinin takılması neredeyse metal diş teli ile benzerlik göstermektedir. Uygulanacak adımların çoğu aynı olurken en önemli fark; porselen ve seramiğin kırılgan olmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle şeffaf diş teli takılırken daha fazla özen gösterilir.

Şeffaf Diş Teli Tedavisi Nasıl Yapılır?

Ortodontik problemlerin teşhisi için öncelikle uzman hekiminiz tarafından gerekli muayeneler yapılır. Yapılacak muayene sonrasında ise şeffaf diş teli tedavisine başlanır. Yapılan bu muayene ile hastanın ağız içi durumunu görerek, ağız yapısına uygun tel dizaynının yapılması amaçlanmaktadır. Daha sonraki süreçte şeffaf braketler dişlerin üzerine yerleştirilerek, diş telleri takılır. Periyodik olarak yapılacak kontrollerde tellerin dişlerle uyumu kontrol edilerek, tedavinin sürecine göre farklı tipte tel boyutlarına geçilmektedir.

Şeffaf Diş Teli Tedavisi Nedir?

Estetik kaygılar nedeniyle son yıllarda sıkça tercih edilen ortodonti tedavilerinin başında gelen şeffaf diş teli uygulaması; ağız ve çene yapısını olumsuz anlamda etkileyen diş sorunlarını düzeltmek amacıyla uygulanan bir tedavi yöntemidir. Uygulandığı ilk yıllardan günümüze kadar metal braketler yardımı ile yapılan diş teli tedavileri, birçok kişinin yaşadığı estetik kaygılardan dolayı yerini yeni uygulamalardan biri olan şeffaf diş teline bırakmıştır. Metal braketler ile aynı sonucu veren şeffaf diş teli uygulaması, zaman içerisinde en çok kullanılan ortodontik tedavi yöntemlerinden de biri haline gelmiştir.

Şeffaf Diş Teli Kimlere Uygulanabilir?

Şeffaf diş teli tedavisi genel anlamda ortodontik problemleri bulunan kişilere uygulanır. Bu tedavi yönteminden yararlanılacak başlıca durumlar ise şunlardır.

  • Yanlış konumlandırılan çapraşık dişler,
  • Çene ve yüz oranı dengesizlikleri,
  • Diş kırılmaları ve diş kayıpları,
  • Konuşma ve çiğneme fonksiyonuna bağlı bozukluklar,
  • Dişlerin önde konumlanması ve gülümsemesinde bozukluk bulunan kişilere şeffaf diş teli tedavisi uygulanmaktadır.

Saç Mezoterapisi Kimlere Uygulanabilir?

Yaz boyunca güneş, tuzlu su ve klorun etkisi ile yıpranan saçlar artan çevre kirliliği ile parlaklığını yitirmeye başladı. Yıpranan ve canlılığını yitiren saçlar için mucizevi bir etki yaratan saç mezoterapisi, cerrahi olmayan kozmetik bir saç restorasyon işlemi olup, kellik, saç dökülmesi ve saçkıran gibi problemlerin tedavisinde kullanılan yöntemlerden bir tanesi. Besin eksikliği ve saç folikülü çevresindeki hormon dengesizliklerinden kaynaklanan saç dökülmesi sorunları tamamlayıcı bir tedavi yöntemi olan mezoterapi uygulaması ile saç dökülmesine çözüm sağlamakta.

Peki saçlı derinin orta tabakasına saç köklerini besleyici niteliğe sahip vitamin ve çeşitli ilaçlar enjekte ederek çözüm sunan saç mezoterapisi nedir? Saç mezoterapisi nasıl uygulanır?

Saç Mezoterapisi Nasıl Uygulanır?

Saç dökülmesine karşı uygulanacak olan bu tedavi işlemi kişiye özeldir. Tedavi gerektiren alanın büyüklüğüne bağlı olarak seanslar yaklaşık 10 – 30 dakika sürer. Saç derisindeki hücrelerin canlanmasını teşvik edip, gerekli saç derisi koşullarını oluşturmak için ilk 3 ay boyunca her 2 haftada en az 10 yoğun tedavi seansı uygulanabilir. Tedavinin tam etkisi 6 ay sonra görülmeye başlanır.

Saç Mezoterapisinin Faydaları

  • Saç dökülmesini azaltır,
  • Saç kırılmasını önleyerek, büyümesini sağlar,
  • Yeni saç köklerinin oluşumunu hızlandırır,
  • Saç derisindeki hasarlı dokuları onarır,
  • Kepekleri azaltarak, saç derisindeki kan dolaşımını artırır.

Saç Mezoterapisinin Etkisi Ne Zaman Görülür?

Saç mezoterapisinin etkisi 3-4 seanstan sonra görülmeye başlar. Uygulamaya bağlı olarak saç tellerinde kalınlaşma ve saç sıklığında çoğalma görülür.

Kimlere Uygulanabilir?

Saç mezoterapisi; 18 – 65 yaşındaki tüm kadın ve erkeklerde kullanılabilen tıbbi bir yöntemdir. Söz konusu uygulama;

  • Saç dökülme sorunu yaşayanlar,
  • İnce telli ve hacimsiz saçlara sahip olanlar,
  • Saçlarının parlaklığını kaybettiğini düşünenler,
  • Kemoterapi görenler,
  • Ailesinde kellik sorunu olan potansiyel hastalar,
  • Saç ekimi yaptıranlar ve çok sık fön çektirip boya yaptıranlara uygulanabilir.

Saç Mezoterapisi Sonrasında Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Hastanın işlem sonrasında özellikle dikkat etmesi gereken herhangi bir şey bulunmamaktadır. Genellikle uygulama sonrasında ilk 6 saat saçların yıkamaması ve spor yapılmaması önerilmektedir.

Saç Ekimi Merkezi Seçerken Dikkat!

Son yıllarda popüler olmuş estetik operasyonların başında gelen saç ekimi; sağlıklı saç köklerinin mikro cerrahi yöntemlerle saç olmayan bölgelere nakledilmesi ile gerçekleştirilen bir saç restorasyon prosedürüdür. Seyrelme ve kellik sorununa doğal ve kalıcı bir çözüm sunan saç ekimi ise tamamen kişiye özel olacak şekilde planlanarak uygulanmaktadır.

Bu noktada saç ekimi yaptırmayı düşünen birçok kişinin aklına en iyi saç ekimi merkezi hangi saç ekim tekniklerini kullanıyor sorusunu getirir. Saç ekimi yaptıracaklar tarafından sıkça merak edilen bu soru, cevabı en çok merak edilenlerden de bir tanesidir. Peki saç ekimi merkezi seçerken nelere dikkat edilmelidir? İşte saç ekimi merkezi ile ilgili merak ettiğiniz her şey…

Saç Ekimi Nasıl Yapılır?

Uygulama sırasında ense bölgesindeki dökülmeye dirençli olan saç kökleri toplanarak, seyrelme olan ya da tamamen dökülen kısımlara ekilir. Buradaki amaç belli olmayacak doğallıkta kalıcı bir şekilde saçlı görünüm kazandırmaktır. Küçük bir cerrahi operasyon yöntemi ile yapılan uygulama uzman ve bu konuda deneyimli bir ekip tarafından hastane ortamında yapılır. Söz konusu işlem 6 ila 8 saat arasında süren bir operasyon sürecini kapsamaktadır.

Saç Ekimi İçin Hangi Yöntemler Kullanılıyor?

Saç ekim yöntemleri; ameliyatsız saç ekimi Fue ve klasik şerit yöntemi olan FUT tekniği olmak üzere iki şekilde yapılmaktadır. Her iki teknikte de canlı saç kökü nakli yapılıyor olmasına rağmen aralarındaki tek fark saçın alınma şekli olmaktadır.

En İyi Saç Ekimi Merkezi Nasıl Tespit Edilir?

Özellikle son dönemde Türkiye’nin saç ekimi operasyonlarında dünyada en çok tercih edilen ülke olması, ülkemizde bulunan merkezlerin her geçen gün daha yüksek kalitede hizmet vermesini sağlamaktadır. Saç ekimi merkezi olarak hizmet veren tam teşekküllü birçok klinik genellikle İstanbul, İzmir ve Antalya gibi şehirlerde konumlandırılmıştır. Gerek özel hastane gerekse de klinik ortamında yapılabilen saç ekimi işlemi ile hastalara dünya standartlarının üzerinde bir hizmet sunularak istedikleri sonuca ulaşmaları sağlanmaktadır.

En iyi saç ekimi yapan hastane ve klinikler tespit edilirken birçok faktörün değerlendirilmesi gerekir. Bunlardan en önemlisi de sağladıkları hizmetlerde müşteri taleplerini ve dünya standartlarına uygunluklarını göstermeleri adına belli başlı faktörleri karşılamalarıdır. Hijyen başta olmak üzere ekipman, hekim ve tecrübe standartları açısından hastanelerin dünya standartlarında hizmet sağlamaları gerekmektedir.

Saç Ekimi Hakkında Merak Edilenler!

Mevsim değişiklikleri, vitamin eksikliği, dengesiz beslenme derken birçok kişi saç dökülmesi ile karşı karşıya! Çoğu zaman çevremizdeki kişilerden saç dökülmesi şikayetini duyarız. Bazı kişiler için bu durum geçici bir sorun olurken, bazı kişiler ise saçlarını her gün kaybetmeye devam eder.

Bilinenin aksine saç dökülmesi yalnızca erkeklere özgü bir durum değil. Kadınların da büyük bir çoğunluğunda görülebilen bu durum her yaşta kendini gösterebiliyor. Peki saç dökülmesine bağlı olarak gelişen kellik sorununun çözümü mümkün mü? Bu sorunun cevabı “evet” mümkün!

Peki seyrelme ve kellik sorununa doğal ve kalıcı bir çözüm sunan saç ekimi nedir? Uygulama nasıl yapılır? İşte saç ekimine dair merak edilen her şey….

Saç Ekimi Nedir?

Saç ekimi; sağlıklı saç köklerinin mikro cerrahi yöntemlerle saç olmayan bölgelere nakledilen bir saç restorasyon prosedürüdür. Seyrelme ve kellik sorununa doğal ve kalıcı bir çözüm sunan saç ekimi tamamen kişiye özel olacak şekilde planlanarak uygulanır.

Saç Ekimi Nasıl Yapılır?

Uygulama sırasında ense bölgesindeki dökülmeye dirençli olan saç kökleri toplanarak, seyrelme olan ya da tamamen dökülen kısımlara ekilir. Buradaki amaç belli olmayacak doğallıkta kalıcı bir şekilde saçlı görünüm kazandırmaktır. Küçük bir cerrahi operasyon yöntemi ile yapılan uygulama uzman ve bu konuda deneyimli bir ekip tarafından hastane ortamında yapılır. Söz konusu işlem 6 ila 8 saat arasında süren bir operasyon sürecini kapsamaktadır.

Saç Ekimi Kimlere Uygulanabilir?

Günümüzde yetişkin erkeklerin neredeyse yüzde 50’si saç dökülme sorunuyla karşı karşıya. Erkekler için en çok uygulanan kozmetik cerrahi yöntemlerinden biri olan saç ekimi, saç kaybı ya da seyrekleşme sorunu olan herkese uygulanabilmektedir.

Hangi Yöntemler Kullanılıyor?

Saç ekim yöntemleri; ameliyatsız saç ekimi Fue ve klasik şerit yöntemi olan FUT tekniği olmak üzere iki şekilde yapılmaktadır. Her iki teknikte de canlı saç kökü nakli yapılıyor olmasına rağmen aralarındaki tek fark saçın alınma şekli olmaktadır.

Uygulama Sonrası Ekilen Saçlar Dökülür Mü?

Ekilen saçlar, ekim işlemini takip eden birkaç hafta içerisinde dökülür. Bu dökülme normal bir durumdur. Çünkü dökülen saçlar 3 – 4 ay sonra tekrar çıkar. Bu geçici dökülme düzeldikten sonra ekilen saç kökleri karakterlerini koruyacağı için tekrardan dökülme yaşanmaz.

Cildiniz İçin En Doğalı: PRP Tedavisi

Kişinin kendisinden alınan az miktardaki kanın özel bir santrifüj işlemiyle bileşenlerine ayrılmasından elde edilen trombosit yönünden zengin plazmanın istenen bölgeye yüzeysel ya da enjeksiyonla geri verilmesi şeklinde uygulanan PRP tedavisi ile saç dökülmesinden cilt gençleştirmeye, ağrı tedavisinden ortopedik pek çok hastalığa çözüm bulmak mümkün. Peki pek çok kişinin merak edip araştırdığı PRP tedavisi nasıl yapılmaktadır. İşte bu tedavi ile ilgili merak edilen başlıca sorular…

PRP Tedavisi Nasıl Uygulanır?

Uzman bir doktor tarafından uygulanması gereken PRP işlemi, hücresel bir tedavi şekli olarak kullanılmaya başlanan bir tedavi yöntemidir. Kişi ya da kişilerin kendi kan hücrelerinden faydalanılarak oluşturulan bu tedavi uygulaması ile öncelikle hastadan alınan kan, steril şartlarda özel bir tüpün içine konulur. Hastadan alınan kan; içinde jel bulunan bir tüpe yerleştirildikten sonra santrifüj yardımıyla 5 – 8 dakika içinde ayrıştırılır. Böylece kanın trombositlerden zengin plazma kısmı ayrıştırılmış olur. Elde edilen bu karışım ise enjeksiyon yöntemiyle sorunlu alana uygulanır. Kişinin ihtiyacına göre mezoterapi ile kombine edilerek uygulanan bu yöntem; 2 – 4 hafta aralıklarla ortalama 3 – 4 seans uygulanmaktadır.

PRP Tedavisi Neler Yapabilir?

  • Cildi canlandırarak yeniden yapılanmasını sağlar,
  • Derinin tüm yaşamsal işlevlerini destekler,
  • Kırışıklıkların giderilmesini sağlayarak daha genç bir görüntü oluşturur,
  • Ortalama 3 uygulamadan oluşan kürlerin belirli periyodlarda uygulanması durumunda kalıcı sayılabilecek kadar uzun etkili bir gençleştirici etki sağlar.

PRP Tedavisi Hangi Hastalıklarda Kullanılır?

Platelet adı verilen hücrelerin başrolü oynadığı PRP tedavisi, günümüzde tıbbın pek çok branşında kullanılabilen etkileyici yöntemlerden bir tanesidir. Söz konusu tedavi yöntemi; Diyabet ve varise bağlı iyileşmeyen bacak yaraları başta olmak üzere tendon yaralanmaları, tenisçi dirseği gibi tendinitler, saç dökülmesi ve cilt üzerinde görülebilen pek çok sorunun iyileştirilmesinde kullanılabilir.

Cilde uygulanan PRP tedavisi: Ciltte meydana gelen sarkma, kırışıklık, elastikiyet kaybı, kolajen azalması gibi sorunların yanı sıra göz altı morlukları ve cilt beyazlatma işlemlerinde PRP tedavisinden yararlanılabilmektedir.

Selülit ve çatlak durumlarında PRP tedavisi: Kadınların korkulu rüyası haline gelen selülit ve çatlaklardan PRP tedavisi ile dokularda yenilenme sağlayarak kurtulmak mümkündür.

Kronik şekilde iyileşmeyen yara durumlarında PRP tedavisi: Etkili ve hızlı sonuçlar sağlaması nedeniyle PRP uygulaması ile iyileşmeyen, inatçı yaraların önüne geçerek, iyileşme sağlanabilmektedir.

Saç dökülmesinin durdurulması açısından PRP tedavisi: Saç kökleri ve saç dokularının yenilenmesini sağlayan PRP tedavisi ile saç köklerinde sağlıklı dokular oluşturarak, saç dökülmesinin önüne geçilebilmektedir.

PRP Tedavisinin Sonuçları Ne Zaman Görülür?

PRP tedavisi, cilt veya uygulanan dokunun kendini yenileme esasına dayanarak kullanılan yöntemlerden biridir. Bu nedenle tedaviden hemen sonuç almayı beklemek yanlıştır. Tedavinin sonuçları kişiye göre değişiklik göstermekle birlikte 2 veya 3. seanstan sonra ortaya çıkmaktadır.

PRP Nedir?

PRP; kişinin kendisinden alınan kanın çeşitli işlemlerden geçirilerek, tedavisi planlanan dokulara enjekte edilmesi ile uygulanan tedavi yöntemlerinden biridir. Platelet bakımından zenginleştirilmiş bir plazma olan bu madde; saç dökülmesi ve cilt gençleştirme gibi estetik sorunların yanı sıra yaralı tendon, bağ, kas ve eklemlerin iyileştirmesini sağlayarak, süreci hızlandırmak amacıyla kullanılmaktadır. Plazma, hücre büyümesini destekleyen çeşitli proteinleri içermektedir. Bu nedenle PRP’nin zarar görmüş dokulara enjekte edilmesi, vücutta yeni ve sağlıklı hücrelerin büyümesini de teşvik etmektedir.

Saç dökülmesinden cilt gençleştirmeye, ağrı tedavisinden ortopedik pek çok hastalığın tedavisinde tercih edilen PRP ile tanışmaya ne dersiniz? İşte cevabı en çok aranan sorulardan biri olan “PRP nedir?” ve “PRP uygulamasının avantajları” hakkında merak ettiğiniz her şey…

PRP Kaç Seans Uygulanır?

Maksimum sonuç elde etmek isteyen kişilerin bir ay ara ile 3 – 4 seans PRP uygulaması yaptırması gerekmektedir. Her yıl bu işlemi tekrarlayan kişilerin ciltlerinde; gözle görülür oranda kalıcı bir parlama, canlılık ve düzelme gözlemlenmektedir.

PRP Uygulamasının Nedenleri Nelerdir?

  • Deriye esneklik ve parlaklık kazandırmak,
  • Saçları güçlendirerek dökülmesini önlemek,
  • Kırışık oluşumunun önüne geçmek,
  • Yara ve çatlak gibi cilt hasarlarında deriyi yeniden yapılandırarak, ağrı tedavilerini gidermek amacıyla PRP uygulamasından yararlanılmaktadır.

PRP Uygulamasının Etkileri Ne Zaman Görülür?

PRP uygulamasının hemen ardından ciltte parlaklık ve gerginlik gözle görülür bir şekilde hissedilmeye başlar. Tedavinin kalıcı etkisi; 3 – 4 uygulama sonrasında net bir şekilde görülebilir.

PRP’nin Yan Etkileri Nelerdir?

PRP yönteminde hasarlı dokuları onarmak için kişinin kendi kanı kullanıldığı için herhangi bir bulaşıcı hastalık riski bulunmaz. Tedavinin uygulandığı alanda enjeksiyonun batımına bağlı olarak ufak şişliklerin dışında ağrı ve morarmalar görülebilir. Bu nedenle herhangi bir enfeksiyona yol açmamak için tedavinin yapıldığı bölgenin hijyenine özen gösterilmesi gerekmektedir.

PRP’nin Kullanım Alanları Nelerdir?

Hücresel tedavinin uygulama alanlarından biri olan PRP uygulaması genel olarak yüz, boyun, kol, dekolte bölgesi ve el gibi vücut bölümlerini kapsayan estetik tıp başta olmak üzere ortopedi ve rekonstüriftik cerrahi alanlarında kullanılmaktadır.

PRP’nin En Önemli Avantajı Nedir?

PRP’nin olumlu sonuçları tamamen uygulanan kişiye ait olup, sağladığı gençleştirici etki ile sadece belirli alanlara yoğunlaşmayıp, derinin daha büyük bir bölümüne yayılarak, daha kalıcı olması nedeniyle oldukça avantajlıdır.

PRP Uygulamasındaki Amaç Nedir?

PRP uygulamasındaki amaç; tedavi edilmesi planlanan dokuya kan dolaşımı ile taşınabilecek olandan çok daha fazla trombosit hücresi enjekte ederek, hasarlı dokunun onarımının daha hızlı şekilde sonuçlanmasını sağlamaktır.

PRP Nasıl Uygulanır?

Günlük hayat koşturması içinde hormonal ve besinsel faktörler başta olmak üzere kimyasal maddeler, genetik yatkınlık, sistemik hastalıklar, ilaçlar ve stres faktörü gibi nedenler çoğu zaman saç dökülmesine yol açar. Özellikle son dönemde artış gösteren saç dökülme problemleri; kişileri sosyal anlamda olduğu kadar psikolojik açıdan da olumsuz bir şekilde etkilemektedir.

Saç dökülmesi ve cilt gençleştirme gibi estetik sorunlar başta olmak üzere yaralı tendonların, bağların, kasların ve eklemlerin iyileştirilmesini hızlandıran mucizevi bir uygulama var. PRP! Peki son zamanlarda sıkça duymaya başladığımız PRP nedir ve PRP nasıl uygulanır? İşte PRP uygulamasına dair merak ettiğiniz her şey…

PRP Nedir?

Platelet Rich Plasma kelimelerinin baş harflerinden oluşan PRP; kişinin kendisinden alınan kanın çeşitli işlemlerden geçirilerek, tedavisi planlanan dokulara enjeksiyon edilmesi ile uygulanan bir tedavi yöntemidir. Platelet bakımından zenginleştirilmiş bir plazma olan bu madde; saç dökülmesi ve cilt gençleştirme gibi estetik sorunların yanı sıra yaralı tendonların, bağların, kasların ve eklemlerin iyileştirilmesini hızlandırmak için kullanılır. Plazma aynı zamanda hücre büyümesini destekleyen çeşitli proteinleri içermektedir. PRP’nin zarar görmüş dokulara enjekte edilmesi ile vücutta yeni ve sağlıklı hücrelerin büyümesi teşvik edilmiş olur.

PRP Uygulamasındaki Amaç Nedir?

PRP tedavisi uygulamasındaki amaç; tedavi edilmesi planlanan dokuya kan dolaşımı ile taşınabilecek olandan çok daha fazla sayıda trombosit hücresi enjekte ederek; hasarlı dokunun onarımının daha hızlı şekilde sonuçlanmasını sağlamaktadır.

PRP Nasıl Uygulanır?

Uzman bir doktor tarafından uygulanması gereken PRP işlemi, hücresel bir tedavi şekli olarak kullanılmaya başlanan bir tedavi yöntemidir. Kişi ya da kişilerin kendi kan hücrelerinden faydalanılarak oluşturulan bu tedavi uygulaması ile öncelikle hastadan alınan kan, steril şartlarda özel bir tüpün içine konulur. Hastadan alınan kan; içinde jel bulunan bir tüpe yerleştirildikten sonra santrifüj yardımıyla 5 – 8 dakika içinde ayrıştırılır. Böylece kanın trombositlerden zengin plazma kısmı da bu yöntemle ayrıştırılmış olur. Elde edilen bu karışım, enjeksiyon yöntemiyle sorunlu alana uygulanır.

Kişinin ihtiyacına göre mezoterapi ile kombine edilerek uygulanan bu yöntem; 2 – 4 hafta aralıklarla ortama 3 – 4 seans uygulanmaktadır.

PRP’nin Olası Yan Etkileri Nelerdir?

PRP yönteminde hasarlı dokuları onarmak için kişinin kendi kanı kullanılmaktadır. Bu nedenle herhangi bir bulaşıcı hastalık riski olmaz. Tedavinin uygulandığı alanda enjeksiyonun batımına bağlı olarak ufak şişliklerin dışında ağrı ve morarmalar görülebilir. Bu nedenle herhangi bir enfeksiyona yol açmamak için tedavinin yapıldığı bölgenin hijyenine özen gösterilmesi gerekmektedir.

PRP’nin Ağrı Tedavisinde En Çok Kullanıldığı Alanlar Nelerdir?

PRP’nin ağrı tedavisinde en çok kullanıldığı alanlar;

 

  • Diz kireçlenmeleri,
  • Omuz ağrıları,
  • Ön çapraz bağ yaralanmaları,
  • Ayak bileği burkulmaları,
  • Topuk dikeni ve kulunç ağrısı olarak bilinen kas gerginliklerinin tedavisi şeklindedir.

PRP Tedavisi Güvenilir Bir Yöntem Mi?

İlaç ve uygulama tekniği açısından son derece steril bir uygulama olan PRP, oldukça güvenilir yöntemlerden bir tanesidir.

PRP Kimlere Uygulanmaz?

Kan sulandırıcı ilaç kullanan kişiler başta olmak üzere; kan ve otoimmün hastalığı olanlara, hamile ve emzirenlere PRP uygulaması yapılmaz.

PRP Uygulamasının En Önemli Avantajı Nedir?
PRP’nin olumlu sonuçları tamamen uygulanan kişiye ait olup, sağladığı gençleştirici etkisi ile sadece belirli alanlara yoğunlaşmış olmaması, derinin daha büyük bir bölümüne yayılması ve daha kalıcı olması en önemli avantajlarından bir tanesidir.

Pilates Zayıflamaya Yardımcı Olur Mu?

Size iyi bir esneklik, güç ve kas dengesi sağlayarak, mevcut ağrılarınıza yardımcı olabilecek yeni bir egzersiz rutini arıyorsanız, pilates düşündüğünüzden daha kolay bir cevap olabilir. Bedenin dengeli tutulmasına yardımcı olup, omurgayı desteklemekte önemli bir işlevi bulunan bu mucizevi egzersiz türü, vücudu güçlendirme konusunda oldukça önemli bir spordur. Burada amaçlanan şey vücut esnekliğini arttırarak kasları güçlendirmek ve genel vücut sağlığını korumaktır. Peki vücudun tüm bölümünü harekete geçirecek egzersiz yöntemlerinden biri olan pilates ile zayıflamak mümkün mü? İşte pilates hakkında merak ettiğiniz her şey…

Pilates Nedir?

20.yüzyılda Joseph Pilates tarafından geliştirilen pilates; çekirdek kuvvetine vurgu yaparak vücudu güçlendirmeye odaklanan bir egzersiz şeklidir. Kasları güçlendirip, esnekliği arttırarak vücudun genel sağlığını iyileştirme amacıyla geliştirilen bu egzersiz sistemi; yogaya benzer şekilde duruş, denge ve esneklik üzerine yoğunlaşmaktadır. Pilates yaparken yaralanma olasılığı, diğer yorucu egzersiz türlerine göre çok daha düşüktür.

Pilates Nasıl Yapılır?

Pilates, egzersiz matı üzerinde yapılabileceği gibi pilates için geliştirilmiş özel ekipmanlar ile de yapılabilmektedir. Aletli pilates ekipmanları reformer başta olmak üzere cadillac, chair, barrel, trapez, spaine corrector gibi cihazlardır. Her iki seçenek de sonsuz tekrarları zorlamak veya kas yorgunluğunu elde etmek yerine kontrol kavramına odaklanmaktadır.

Pilates Vücudun Hangi Bölgelerini Hedefler?

Pilates başta karın kasları olmak üzere vücudunuzun bütün kaslarını çalıştırmaktadır. Bel ağrısı çeken insanlar için son derece faydalı olan bu egzersiz yöntemi, eklemlerinizi esnek tutmaya yardımcı olduğu için artritten muzdarip insanlar için de son derece yararlı olmaktadır.

Haftada Kaç Gün Pilates Yapmalıyım?

Haftada en az iki, en fazla üç gün mat ya da reformer pilates yapılabilir. Grup derslerinde genellikle tercih edilen haftada üç gündür. Ard arda yapılacak olan egzersizin etkisi çok fazla olmadığı için pilatesi bir gün arayla yapmak en doğrusudur.

Kimler Pilates Yapabilir?

Pilates, hafif bir kuvvet veya zorlu bir antrenman sağlayacak şekilde modifiye edilebildiğinden, çoğu kişi bu egzersizi yaparken sorun yaşamaz. Hem yeni başlayanlar hem de düzenli egzersiz yapan pek çok kişi için uygundur. Pilates antrenmanlarına yeni başlayan biriyseniz temel egzersizlerle başlayarak, bunları öğrendikten sonra daha gelişmiş hareketler üzerinde çalışabilirsiniz.

Pilates Zayıflamaya Yardımcı Olur Mu?

Pilates, kasları güçlendiren bir egzersiz şekli olduğundan, vücudunuzun belirli bölgelerini, özellikle de mide, bacak ve kalçalarınızı düzelterek, şekillendirmenize yardımcı olabilir. Etkili kilo kaybı için pilates egzersizlerinizi mutlaka sağlıklı bir diyet ve yürüyüş gibi aktivitelerle birleştirmelisiniz.

 

Yoga Dersleri İle Pilates Dersleri Arasındaki Fark Nedir?

Her ikisi de zihin – beden bağlantısına odaklandıkları için yoga ve pilates arasında benzerlikler olmasına rağmen yoga daha çok ruhsal esenliğe odaklanma eğilimindeyken, pilates güçlendirmeye odaklanan bir fiziksel programdır.

Pilatesin Faydaları Nelerdir?

Pilatesin ne olduğunu düşünürken insanların bu egzersizi sormalarının en büyük nedeni sağlığa faydalarının ne olduğunu merak etmeleridir. Pilates temel güç, duruş ve esnekliğe odaklandığından sağlık açısından faydaları şunlardır.

  • Nefesinizi kontrol etmenizi sağlar,
  • Kemik erimesi riskini azaltır,
  • Vücut duruşunu destekler,
  • Denge ve koordinasyonu geliştirir,
  • Kaslarda kuvvet ve esneklik sağlar.

Kilo Vermenin En Sağlıklı Yolu Nedir?

Kilo vermek neredeyse her kadının en büyük tutkusudur. Özellikle bölgesel yağlanma ve selülit problemleri ile karşı karşıya olan birçok kadın sağlıklı beslenip, düzenli fiziksel aktivite ve günlük su tüketimine dikkat ederek kilo verme sürecini başarılı bir şekilde yönetebilirken, bazıları da istediği sonuca ulaşamamaktadır. Vücut özelliklerine göre değişen bu durum, uzman bir diyetisyen eşliğinde kontrol altına alınabilirken, hedeflediğiniz kiloya ulaşmanın hiç de zor olmadığını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Peki kilo verme sürecinde dikkat edilmesi gereken şeyler nelerdir? Sağlıklı bir şekilde nasıl kilo verilir?

Sağlıklı Bir Şekilde Nasıl Kilo Verilir?

Sağlıklı bir kiloya ulaşmanın ve bunu korumanın gerçek anahtarı, sağlıklı bir yaşam tarzı bularak bunu sürdürebilmeyi başarmaktır. Bu nedenle fazla kiloya sahip olan bireylerin özellikle kilo verme sürecinin sağlıklı şekilde gerçekleştirilmesi bilinci ile hareket etmesi oldukça önemlidir. Kas kaybına yol açmadan fazla kiloların yağdan verilip, metabolizma hızındaki yavaşlamanın minimuma indirilmesi için sağlıklı kilo vermeye özen gösterilmelidir. Bunun sağlamanın en etkili yolu ise bir beslenme uzmanına danışarak, zayıflama sürecine başlamaktır.

Sağlıklı Kilo Verirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Sağlıklı kilo verme sürecinde süt ve süt ürünleri, kırmızı ve beyaz et, yumurta, kurubaklagiller, sebze ve meyveler, tahıllar ve yağlar mutlaka beslenme programınızda dengeli olarak bulunmalıdır. Metabolizma hızının yavaşlamaması için aç kalmaktan kaçınmalı, az az ve sık beslenme modeli temel alınmalıdır.

Sağlıklı Kilo Vermek Neden Önemli?

İstenmeyen fazla kilolardan kurtulmak kişiye birçok avantaj sağlar. Bu nedenle sağlıklı kilo vermek;

  • Ağrıları azaltır,
  • Depresyon riskini ortadan kaldırır,
  • Olası hastalıkların önüne geçerek metabolizmanın düzenli çalışmasını sağlar.

Sağlıklı Kilo Kaybı İçin En Etkili Diyet Hangisidir?

Sağlıklı kilo kaybı için herkese uyan tek bir çözüm yoktur. Başkasına iyi gelen bir beslenme programı sizin için doğru olmayabilir. Gerçekçi bir kilo verme hedefi haftada yaklaşık 1 – 2 kilo vermek şeklinde olmalıdır.

İdeal Kilo Nasıl Hesaplanır?

Vücut ağırlığının (kg) boy uzunluğunun karesine bölünmesi ile beden kitle indeksi belirlenmektedir. Çıkan değer ise bireyin zayıf, fazla kilolu ya da obez olup olmadığını gösterir.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre beden kitle indeksi;

18,5 kg/m²’den küçük ise zayıf,
18,5 kg – 24, 9 kg/m² arasında ise normal,
25 – 29,9 kg/m² arasında ise hafif şişman,
30 kg/m²’den büyük ise obez olarak sınıflandırılır.

En Etkili Göbek Eritme Hareketleri Nelerdir?

Estetik bir görünüme sahip olabilmek için ilk yapılması gerekenlerden biri de göbek çevresinde biriken inatçı yağlardan kurtulmaktır. Ancak bu çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Yakılması oldukça zor olan göbek bölgesindeki bu yağlardan evde yapacağınız göbek eritme hareketleri ile aslında kolayca kurtulabilirsiniz. Önemli olan bu hareketleri hayatınıza dahil ettikten sonra düzenli olarak yapmaya başlamanızdır. Doğru hareketlerle evde yapılabilecek “En etkili göbek eritme hareketleri nelerdir?” sorusunun cevabını haydi gelin birlikte inceleyelim.

Plank

Göbek eritme egzersizleri içerisinde bulunan plank, oldukça zor ve etkili hareketlerden bir tanesidir. Vücudun tamamına etki eden bu harekette dirseklerin duruşu omuz hizasında olup, dirseklerin ve ön kolun yere temas etmesi gerekmektedir. Bu hareketi yaparken bacakların hafif bir şekilde açık olmasına dikkat edilmelidir. Doğru duruşu ayarladıktan sonra hedeflenen süre tutularak 3 set yapılmalıdır.

Crunches (Yarım Mekik)

Evde en etkili göbek eritme yöntemleri arasında yer alan yarım mekik hareketi aynı zamanda crunches olarak da bilinmektedir. Herhangi bir spor ekipmanına ihtiyaç duymadan rahatlıkla uygulayabileceğiniz bu egzersiz de karın kaslarını çalıştırmada en etkili hareketlerden bir tanesidir. Bu hareketi yaparken yere uzanıp dizler hafif bir şekilde bükülerek ayaklar zemine bastırılmalıdır. Eller serbest ve rahat tutulabilecek şekilde başın altına ya da çapraz pozisyonda göğsün üzerine konulabilir. Yatar pozisyondayken nefes almalı, yukarı hareket ederken de nefes verilmelidir. Yarım mekik hareketini her sette en az 12 tekrar yapacak şekilde 3 set yapabilirsiniz.

Flutter Kıcks (Ayak Vuruşu)

Etkili göbek eritme hareketlerinden biri de ayak vuruşu olarak bilinen Flutter Kicks’tir. Bu hareketi yaparken yere sırt üstü yatarak ellerinizi başınızın altından bağlayıp, omuzlar hafif kalkana kadar başınızı kaldırmalısınız. Sol ayağınıza göre sağ ayağınızın biraz daha yukarıda durması gerekmektedir. Aynı hareketi daha sonra sol ayağınız için uygulamalısınız.

Karın Kaldırma

Bu hareketi yaparken yere sırt üstü yatıp bacaklarınızı hafif bir şekilde kırarak, ayaklarınızı tam olarak yere değdirin. Kollarınızı da ellerinizin yere değeceği gibi uzatıp, kalçanızı havaya kaldırıp 15 saniye bekleyip indirin. Hareketi 15 defa 3 set olacak şekilde tekrarlayın.

Tuck Jump

Egzersize squat pozisyonu ile başlayın. Göğsünüzü dik konuma getirerek dizlerinizi ayak parmaklarınızın gerisinde tutun. Mümkün olduğunca yukarı zıplayıp, dizlerinizi göğsünüze doğru çekin. Ayak parmaklarınızın başlangıç kısmıyla zemine dokunduktan sonra topukları yere indirin. Hareketi hızlıca uygulayın ve zıplamalar arasında kesinlikle ara vermeyin.

Düz Mekik

Karın kası için en temel hareketlerden biri de düz mekik hareketidir. Bu hareketi yaparken sırt üstü yere uzandıktan sonra dizlerinizi bükerek ayaklarınızın zemine temas etmesini sağlamalısınız. Başlangıç aşamasında ellerin ense arkasında olması zorunlu olmamakla birlikte eller iki yanda serbest bir şekilde de durabilir. Hareketi yaparken kalça yerde sabit bir şekilde durmalıdır. Hareket tamamlandıktan sonra tekrar başlangıç pozisyonuna dönülmelidir. Düz mekik hareketi başlangıç aşamasında 10 tekrar ile 3 set şeklinde yapılmalıdır.

Twist

Dizlerinizi 90 derece bükerek zemin üstüne uzandıktan sonra kollarınız aracılığıyla uzattığınız sağlık toplarından birini tam önünüze koyarak gövdenizi hem sağa hem de sola döndürmelisiniz.

Evde Dağ Tırmanışı

Evde yapılan göbek eritme hareketleri arasında yer alan dağ tırmanışı için elleriniz omuz genişliğinden biraz açık olacak şekilde şınav pozisyonu almalısınız. Ardından bir ayağınızı karnınıza doğru çekip, çekme hareketi esnasında karın kaslarınıza odaklanarak karnınızı iyice sıkın. Ayağınızı son noktaya kadar çektikten sonra geriye doğru itin ve harekete diğer ayağınızı çekerek devam edin. Hareketi yaparken bacaklarınızı çekerken nefes verip, iterken nefes almayı ihmal etmeyin.